Kayıtlar

Temmuz, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yüce Film

Yüce Film Uzun metrajlı bir film bizimkisi, Sık reklamlardan oluşan İzleyenin ruhunda can bulan, Uzun metrajlı, kısa zamanlı bir film. Konusunu gecelerden alan, İzleyeni sessiz sedasız ağlatan Yürekleri kanatan, Hiçbir yaraya merhem olamayan bir film bizimkisi. Zorunluluktan uçan kuşlara, Jiletlerin kestiği damarlara, Yakılan son sigaralara Ve gitmesinden en çok korkulan kadına  Bir lütuf bu film. Özgürlüğe bakar gibi bakanlara, Sevmesini mesela, kelebeklerden alanlara, Rakıyı susuz, çayı demli içenlere bir rica. Hatta bir hediye sokakta direnenlere, Ümidini çöplerde arayanlara Ete, bir elmas gibi yaklaşanlara bir hediye. Ve dünyanın en güzel kadını, Sana Sana büyük bir itiraf bu film. Sana beni ifham eden ilk ve son film. Benden kısa, senden uzun,  Siyah beyaz bu film...                                                   ...

Bugün

Bugün Bugün, Bütün şarkılar sussa diyorum Ve bütün nehirler durulsa. Papatyalar gülse, Şiirler ağlasa Ve gamzelerin, baksa bana. Bugün diyorum, Tutsan elimi Bütün karanlıklara Ve hatta bizim olmayan aydınlıklara Koşsak durmadan. Yüreğimde yüreğini demlesem mesela. Bugün ben sana gelsem Ve sen bana gülsen, Bugün diyorum kıyamet kopsa Ve ben ölsem. İnan tek temennim olurdu, Keşke seni bir daha öpsem...                                                                                               Batuhan Gediklioğlu

Kağıt Sesler

Kağıt Sesler Bir mazlum kağıt uçuşuyor soldan sağa, Onca kalem ezmiş geçmiş Ve dert yanmış onca beden. Kadınları ağlamış gizliden gizliye, Çocuklar saklanmış bilimmez kara deliklere. Hatırlıyorum, Puslu bir resim gibi Yıpranmış bir afiş, Belki de bir mektup uzaklara yazılan  İlahi duygularla. Hatırlıyorum, Güneşten sararmış kenarı, Şarap dökülmüş eski bir efkar gecesi Zebani gibi zırhlılar geçmiş üzerinden Ve sol yanından almış darbeyi, Ve baharlar geçmiş, Kelebekler düşmüş yerlere. Hatırlıyorum, Ölmemiş Sürünmüş günlerce Önce özlemeyi öğrenmiş, Sonra ağlamayı Ve unutmayı sonsuzca...                                                                                                         ...

Bir Şubat Kahpesi

Bir Şubat Kahpesi Gözyaşlarımla gülüyorum  Kahpe şubata. Çığlıklarımla çalıyorum, felekten bir parça. Oturuyoruz, Duman altında duygularım Şarap şişesinde kaygılarımla. Baştan seviyorum seni, Yeniden doğarcasına. Kanlar içinde bir bebeğin İlk çırpınışı kadar çaresiz bir sevgiye dalarcasına. En güzel halini hatırlıyorum, Gözün yaşlı Saçın toplu. İlk öptüğün gün geliyor aklıma, Güneşin dahi kıskandığı o an, İki nefesin bir olma hali. Artık her nefes iki CAN, Biri eksilse iki CESET...                                                                                         Batuhan Gediklioğlu

Geleceğe Miras

Geleceğe Miras Hoşgeldiniz vazgeçtiklerim. Hoşgeldiniz gittiğiniz kıyılara. Uzaklardan gelen martı sesleri, Gülmeyi unutmuş çocukların hüzünlü yüzleri karşılar sizi bu maviliklerde. Savaşın iziyle boyanmış evlere Mermilerden yapılmış oyuncaklara rastlayacaksınız. Bencilliğiniz için terk ettiğiniz Masum gözbebekleri saplanacak yüreklerinize. Bıraktığınız ruhsuz çöller, Mirası olacak minik soylarınızın. Sayın vazgeçtiklerim, Şimdi söyleyin bizere, Kaç kuruşa tekabül ediyordu sizin lügatınızda Umut dolu çocukların atmak için çırpınan minik kalpleri...                                                                                        Batuhan Gediklioğlu  

Köprü

KÖPRÜ Durumu özetlemeye kelimem yok. Tükenmiş ve Küsmüşüm gerçeklere. Yalanlar ve sahte hayatların cazibesinde sıradanlaşıyorum, Her geçen gün geçmişimden biraz daha uzaklaşıyorum. Hatırlamaya çalışıyor gibi yapıp, unutmaktan içten içe zevk alıyorum. Bir yanım ihanet ediyor masum gözlerine, Diğer yarım kendini bölecek paylaşma sevdasından. Bense uzakta seyrediyorum mevzuyu, Sonunu bekler gibi bir filmin, Sessiz ve uzaktan izliyorum kendimle olan savaşımı. Bir tarafta geçmişe AŞK, Diğer tarafta şimdiki HAYAT! Ve yol karanlık, Uçsuz bucaksız, çukurlar içinde ve ıssız ve yalnız ve dert-çile dolu Yol benim yolum değil. En çok savrulan benim. Ve en kötüsü, ...                                                                                   Batuhan ...

Yüklemsiz Cümleler

Yüklemsiz Cümleler Nasıl anlatsam ki seni sevmeyi, Hangi kelimeleri kullansam? Bir kere başlasam seni anlatmaya Dudaklarında üç gün kalsam, Kalbine gelene kadar yıllarımı harcasam. Söylesene bana, ben seni sana nasıl anlatsam? Kokuna şiirler yazsam mesela, Saçlarına resimler çizsem. Gözlerini alsam Yerine yıldızları koysam. Yine de anlatamam dimi? Şarkılarda arasam seni, Yolunu yolum yapsam Arterinden, senfoniler çıkartsam ortaya. Yine de bulamam dimi? Kırk gün yatsam kapında, Tüm papatyaları isminle büyütsem, Beklenen tüm gemileri limanlara yanaştırsam, Tanrıya her gece senin adınla yakarsam Yine de sevemezsin dimi?                                                                            Batuhan Gediklioğlu