Tanımadığım Bir Özge
I.
Özge,
Güneş
yalnızlığına doğdu yine.
Yine tüm
geceler herkesinkinden uzun sana
Kahkahalar
arasında birkaç inilti,
Gözyaşların
Özge.
Gözyaşların
düştü annenin koynuna
Annen artık
sade bir gözyaşı oldu şu dünyada.
Nasıl,
Afiyette misin
Özge
Annen kustu
bugün yine
Safra safra
öğürmeler
Diazem Özge
Annen artık
bir diazem sadece
Tek bir
sözünü hatırlıyoruz
‘Ne olur ölme
Özge’…
II.
Günaydın Özge
Yatağında
kokun saklıymış hala
Annen dedi
Özgem dedi
Biz anlamadık
tabi
Sahi
Nasıl
kokardın sen eskiden özge?
Şimdi çürümüş
bir böbrek gibisin
Sabahın 6
sında
Buza kesmiş
Beton bir
aydınlatma direği.
Karaciğerin
kevgir olmuş özge
Geçtiğin tüm
sokaklar bir tırpan gibi saplanmış
Ruhuna.
Konargöçer
düşlerin
Korkudan
bozma cesaretin
Çadır kent
kapısında
Çıplak ayaklı
bir ihtiyar gibisin özge.
Çocuk gönlüne
onca duygu
Muammalar
tanrıçası bir zabıta amirini bile çaresiz kılmış.
Çek şu
tezgahı şuradan özge…
III.
Parça parça
özge
Unutmak acısı
Tırnak
diplerinden başlar.
Ve kollarda
karıncalanma
Ve ayaklarda
uyuşma.
Unutmak özge,
Beynin
kontrolünden çıkar.
Önce
anılardaki ayrıntılar
Sonra bir
kısım anılar
Bir zaman
sonra kokun gider
Ve son cümlende saklı sesin.
Sesin dahi
hatırlanmıyor özge.
Sahi artık
Özge misin ki
sen?
Çiçeklerle
konuşuyor annen özge.
Papatyam
diyor sana,
Sarı
saçlarını okşar gibi
Papatyalar
suluyor özge.
Zambak dahi
var
Asi yanlarını
simgeliyor
Ne arılar
geliyor bal almaya
Bir bilsen
özge
Annen
arılarla öpüşüyor.
Mahmut Bey
var iki metre yanında
Mahmut Beye
de selam söyle özge
Bir de rica
ediyorum
Şu otlara çok
yüz verme
Papatyaları
kapatıyorlar…!
Batuhan GEDİKLİOGLU
Yorumlar
Yorum Gönder